Uzay Elbisesinde Altın Var mı?
Hayallerim ve Gerçekler
Bazen kendimi dünyadan çok uzakta, bir yerlerde hayal ederken buluyorum. Kayseri’nin o serin sabahlarında, evimin penceresinden bakarken aklıma takılan bir soru var: Uzay elbisesinde altın var mı? Bunu düşündüğümde bir yandan çocukça bir merak uyanıyor, bir yandan da yaşamın bazen ne kadar gülünç ve küçük olduğunu fark ediyorum. Uzay… O kadar uzak, o kadar bilinmeyen. Ama işte ben, burada Kayseri’nin dar sokaklarında, bir yudum çay içerken, kafamda sonsuz boşluğu ve içinde kaybolmuş bir insanı hayal ediyorum.
Düşüncelerim bu kadar basit değil tabii. İçimde bir tedirginlik var. Çünkü bazen hayallere o kadar dalıyoruz ki, sonunda büyük bir hayal kırıklığı ile uyanıyoruz. Belki uzayda altın yoktur. Ya da belki o elbiseler, gezegenler arası yolculuğu yaparken tek başına bir insanın hayatta kalmasını sağlayacak kadar güçlüdür. Ama altının ne önemi var? Ya da belki altın, hayatın anlamını ararken bize sadece bir ilüzyon gibi geliyor.
Gecenin Sessizliğinde
Bir akşam, gökyüzü yıldızlarla dolu, dünya neredeyse tamamen uyumuşken, ben bir kahve içip yazı yazmaya başladım. O an aklıma geldi bu soru: Uzay elbisesinde altın var mı? Fark ettim ki bu sorunun cevabı belki de o kadar önemli değil, önemli olan o soruyu sormak.
O an düşündüm: Eğer bir astronot olsaydım, o ağır metal elbiseyi giyerken gerçekten ne hissederdim? O kadar ağır ki, tüm vücudunu sarar, seni dünyadan koparır. Ama aynı zamanda da seni hayatta tutar. Bazen bir şeyin içinde bu kadar yalnız hissetmek, belki de hayatta kalmak için gereken tek şeydir.
Ve işte o anda, bu hayal kırıklığı ve yalnızlık hissi arasında, bir umut doğdu. Belki de altın, bir insanın uzayda yaşama mücadelesinin sembolüdür. Altın, bir zamanlar “değer” olarak kabul edilen şey, belki de sonunda insanın içsel gücünü simgeliyor. Gerçekten altın var mı uzay elbiselerinde? Belki evet, belki hayır. Ama ya ben? Kendimi bulmak için keşfetmeye başladım.
Bir Hayalin Peşinden
Hayatım boyunca ne zaman bir şeylere sahip olmayı istemiş olsam, ilk olarak bunun beni mutlu edip etmeyeceğini sormam gerektiğini öğrendim. Altın, paranın simgesi olmuştur hep. Ama belki de uzay elbiselerinde altın yoktur çünkü o kadar uzaklarda, paranın bir anlamı yoktur. Her şeyin ötesinde hayatta kalmak, yaşamak ve bir şeyleri keşfetmek vardır.
Kayseri’nin sıcak akşamlarında, bu düşüncelerle yalnız kaldığımda bir şey fark ettim. Belki de tüm bu sorular sadece bir yansıma. Hayatın en değerli şeylerinin peşinden gitmek, onları aramak değil; onların seni bulmasına izin vermektir. O yüzden belki de uzay elbiselerinde altın yoktur. Ama hayatın kendisi bir hazinedir, bunu fark ettiğinde her şey değerli olur.
Altın, bir zamanlar sahip olmak istediğimiz her şeyin simgesi olabilir. Ama belki de zamanla, o eski altın anlamını yitirir. Biz, ne kadar uzaklara gitmek istersek isteyelim, nihayetinde kalacak olan bizleriz. Yine de bir gün belki bir uzay elbisemiz olur, kim bilir? Ama o elbisede altın aramak yerine, belki de gerçek hazinemizi kendi içimizde buluruz.
Sonuç
Uzay elbisesinde altın var mı? Belki değil, belki de başka bir yerde. Ama hayatta en değerli olan şey, sadece var olmak ve bu varoluşu en derin şekilde hissetmektir. Altın, sadece bir yansıma olabilir, ama insanın içindeki gerçek değer, sadece kendisini keşfettiği anlarda ortaya çıkar. Belki de asıl sorulması gereken, “Gerçekten yaşamayı mı seçiyorsun?” olmalı. Çünkü hayal kırıklığı ve umut arasında kalmak, her birimizin hikayesinde hep bir yerdedir.